Gizli tehlike zona
Ata Nejat Ertek, ağrılı bir cilt hastalığı olan zona hakkında bilgiler verdi.
Dr. Ata Nejat Ertek, ”Ciltte kabartı, kaşıntı ve döküntülerle kendini belli eden, bir cilt hastalığı olan zona (herpes zoster) halk arasında gece yanığı olarak da bilinir. Zonada belli bir bölgeyi etkileyen döküntüler, birlikte kemer ya da bant şeklinde bir görüntü oluşturan, ilk önce su toplayıp ardından kabuk tutan kabarcıklar şeklindedir. Varisella zoster adlı aynı zamanda su çiçeğine neden olan virüs zona hastalığının da nedenidir. Bu virüs bir kez vücuda yerleştikten sonra vücudun bağışıklık sisteminin zayıf düşmesini bekler ve fırsat bulduğunda harekete geçerek zona hastalığının ortaya çıkmasına sebep olur.” dedi.
Zonanun belli bir bölgede ağrı, karıncalanma, yanma ve kaşıntı gibi belirtilerle ortaya çıktığını ifade eden Dr.Ata Nejat Ertek, “Öncesinde baş ağrısı, halsizlik, ateşsiz grip belirtileri, ışığa karşı hassasiyet görülebilir. Yanma ve ağrı şiddetli olabilir ve ciltte henüz herhangi bir döküntü ya da kabartı yokken ortaya çıkabilirler. Vücudun zayıf düşme nedenleri arasında depresyon, stres, yaşlılık ve çeşitli hastalıkları sayabiliriz. Bu gibi can sıkıcı durumların sonucunda da zona hastalığı ortaya çıkabilir. Zonaya yol açan virüs sinir köklerine yerleşen bir virüs olduğundan, zona ağrıları da oldukça şiddetli olabilir. Sırt, göğüs, karın, kalça, kol, bacak, boyun, baş ve yüz bölgeleri zona hastalığının etkilediği bölgelerdir. Zona şikayeti bu bölgeler arasında en çok göğüs ve başta görülür.” diye belirtti.
Dr. Ata Nejat Ertek, “Hemen her yaş grubunda zona hastalığı görülebilir ancak 50 yaş üzerindeki kişilerde risk daha yüksektir. Bu durum yaşlılıkta vücudun bağışıklık sisteminin zayıflaması ile açıklanabilir. Bir yaşından önce suçiçeği geçirenler ve bir hastalık ya da kullanılan ilaçlar nedeniyle bağışıklık sistemi zayıf olanlar da yine zona hastalığına daha yatkın kabul edilir.” dedi.
Zona virüsünün sinirleri etkileyen bir rahatsızlık olduğunu kaydeden Dr.Ata Nejat Ertek, şöyle konuştu:
“Eğer hastalığa müdahale edilmezse işitme kaybı, görme kaybı, yüz felci, kasların oynatılamaması, enfeksiyon gibi daha ciddi belirtiler de ortaya çıkabilir. Az da olsa zona baş bölgesini, yüzü ve gözleri etkileyebilir. Özellikle gözü etkileyen zonada hemen tedaviye başlanmalıdır. Akciğer, beyin ya da sindirim sistemindeki iç organlar da zonadan etkilenebilir. Zona tekrarlamayan bir hastalıktır fakat nadiren de olsa hastalığın tekrar tekrar ortaya çıktığı kişiler de vardır. Zonanın henüz kesin bir tedavisi yoktur. Hastalık başladıktan sonra belirtilerin hafif atlatılmasına yönelik tedaviler yapılır.”